31 Mayıs 2012 Perşembe

Sosisli Börek Şişleri


Kahvaltı sofralarında, doğum günü partilerinde, özellikle çocukların bulunduğu masalarda favori olan sosisli börek çeşitlerinden biri. Ben bazen her bir parçayı kürdana takarak minik lokmalıklar halinde, bazen milföy hamurunu sadece 2 parçaya bölerek, bazen de şişlere takarak yapıyorum. Nasıl yaparsanız yapın, her halükarda masada en çabuk biten çeşit olacaktır :)

Malzemeler: (2 adet şiş için)

- 1 adet kare milföy hamuru
- 2 adet mini kokteyl sosis
- 2 adet çöp şiş

Yapılışı: Milföy hamuru buzluktan alarak, şekil alabilecek kadar yumuşayana dek dışarıda bekletilir. Yumuşamış olan milföy hamuru tam ortadan kesilerek iki eşit parçaya ayrılır. Her iki parçanın da uç kısmına birer tane mini kokteyl sosis konularak kendi üzerinde rulo yapılır. İçerisinde sosis bulunan rulo tekrar 3 eşit parçaya ayrılır. Elde edilen her 3 parça milföyün bitim yerinden çöp şişe geçirilir. İstediğiniz kadar milföy hamuruna aynı işlemi uygulayarak çoğaltabilirsiniz. Şişler bir fırın tepsisine yatay olarak dizilerek, 180 dereceye ayarlı fırında 15-20 dakika kadar pişirilir.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Titiz Hanımların Doğru Seçimi; Persil Expert Jel


Geçen hafta, Henkel'in yeni ürünü Persil Expert Jel basına tanıtım toplantısına katıldım. Genellikle en fazla 20 kişilik gruplar halindeki etkinliklere alışmışım herhalde, yaklaşık 80 kişilik kahvaltı organizasyonunda gözüm sürekli tanıdıkları aradı :) Persil'in marka yüzü Pınar Altuğ Atacan'ın da katılımı ile gerçekleşen organizasyon çok renkli ve başarılı geçti. (Hemen bir dip not geçeyim; zayıflama modası Pınar Altuğ'u da vurmuş, 6 ayda bayağı bir kilo vermiş, ne diyeyim darısı başımıza :)


2010 yılında piyasaya çıkarılan jel deterjanı bu zamana kadar denememiştim ne yalan söyleyeyim, sanırım deterjan gözlerini doldurmadan, üzerine de yumuşatıcı eklemeden içim rahat etmiyordu. Bu postu yazmak için biraz geciktim, gerçekten denemeden yazmak istemedim çünkü. Şimdi yazımı yazarken hem beyaz giysileri, hem de koyu renkli giysileri Persil Expert Jel ile yıkamış biri olarak gördüm ki, gerçekten 1 kapak jel deterjan ile çamaşırlarınızı yıkamanız mümkün, test edildi, onaylandı :) Bu arada Persil Expert Jel Gülün Büyüsü'nü Pınar Altuğ Atacan öve öve bitirememişti, çiçek kokularından çok fazla hoşlanmam ama Gülün Büyüsü hafif kokusu ile benim de beğenimi kazandı.
 

Kahvaltı organizasyonu Ortaköy Feriye'de gerçekleşti, denizin hemen dibinde kahvaltının tadına gerçekten doyum olmuyor, hele ki sunumda en ince detaylara bile özen gösterilmişse...
 

Persi Ürün Müdürü Beçhan Sayıner'in genel marka tanıtım sunumundan sonra Elif Kokmazel'in çikolatalı workhopu başladı ki, organizasyonun en tatlı bölümü olduğu su götürmezdi :)


Her masaya getirilen özenle yapılmış meyve sepetleri, ayrıca getirilen meyve kaseleri, kurabiyeler, mini tartöletler ve çikolata şelalesi ile çikolataya doyduk. Her masayı ayrı ayrı dolaşan Elif Korkmazel ile birlikte meyveleri şişlere geçirip geçirip çikolataya buladık :)
 

Bu çok güzel geçen basın toplantısını organize eden Türk Henkel'e teşekkürler...

25 Mayıs 2012 Cuma

Menemen


Evimizde ne zaman yemek olmasa veya ne istediğimize bir türlü karar veremesek hemen iki alternatif aklımıza gelir; Menemen veya Kumpir :) Hele yaz geldi mi taze ve mis kokulu domatesten yapılmış menemene kim hayır diyebilir ki? Her evde yapılan menemen o eve münhasırdır. Kuzenim içerisine mutlaka soğan da doğradığı ve pek severek yediklerini söyler. Annem domatesi rendelemez, iri parçalar halinde doğrayıp pişirir, hatta suyunu fazla çektirmez, tam ekmek banıp yemeliktir. Kimi yumurtayı çırpmaz, domates ve biberlerin aralarında hafif çukurlar oluşturarak yumurtayı oraya kırarlar. Ama hepsinde de ortak olan bir tarz vardır; taze ekmekle banarak yemek :) Ben kendi usulümde yaptığım menemenin tarifini yazıyorum, bakalım beğenecek misiniz?

Malzemeler: (Kişi başı)

- 1 adet iri boy domates
- 1 adet çarliston biber
- 1 adet yumurta
- 1 tatlı kaşığı sıvıyağ
- tuz, karabiber

Yapılışı: Domatesler yıkanıp rendelenir, Çarliston biberler yıkanarak minik minik doğranır. (4 kişilik bir aile için hazırladığımda biberleri aynı cins değil, 1 adet çarliston, 1 adet sivri, 1 adet kırmızı biber olarak karıştırıyorum, daha çok seviyorum lezzetini) Bir tavaya sıvıyağ konularak kızdırılır. Yağ kızdığında içerisine minik doğranmış doğranmış biberler eklenerek bir süre yağda çevrilir. Biberler canlı rengini kaybednce üzerine rendelenmiş domatesler eklenir. Domates iyice suyunu çekene kadar pişirilir. Üzerine ayrı bir kapta kırılıp, çırpılan yumurtalar, tuz ve biber de eklenerek 3-4 dakika daha pişirilir ve  sıcak sıcak servis yapılır.

24 Mayıs 2012 Perşembe

Jelibon İle Hep Birlikte Eğlenje :)


Anneler Günü öncesinde, yiyecek-içecek alanında faliyet gösteren Kraft Foods'tan "Jelibon ile Hep Birlikte Eğlenje" etkinliğine davet alınca, uzun zamandır jelli şekerler hakkında kafamda oluşan sorulara cevap bulmak ve kızım açısından değişik bir gün olması umudu ile bu etkinliğe katıldım, öylesine güzel zaman geçirdik ki, özellikle kızım açısından iyi ki katılmışım diyorum :) Aynı gün saat öğle "Tukaş Lezzet Sihirbazları Yarışma Finali" olmasına rağmen, her ikisine de yetiştim, kendimi tebrik ediyorum :)
 

Güzel bir kahvaltı ile başladığımız gün, çocukların bahçeye alınması ve biz annelerin soruları ile devam etti. Anneler merak ettikleri her soruyu sorarken, çocuklara da bahçede sihirbaz gösterisi ve faliyetler vardı süpriz olarak.
 
                                          

Aslında Kraft Foods, Jelibon, Tofita, First, Falım, Patos, Milka, Toblerone, Missbon ve Olips ile zaten evimizden biriymiş :) Şaka bir yana, sağlığa çok zararlı olduğu ve domuz eti türevli olasılığı ile yaklaşık 1 yıldır eve jelatin içerikli şeker sokmuyordum. Bu konu tabii ki masaya yatırıldı. Öncelikle bu konuda hassasiyeti olanlar için; jelibon tamamen "helal et" kapsamındaki hayvanlardan elde ediliyormuş. İçeriğinde yapay renklendirici ve katkı maddesi yerine bitki özlü renklendirici kullanılıyormuş ve daha da lezzetlenen tadını ise çilek, elma, ananas, portakal, limon ve ahududu sularından alıyormuş. En çok sevdiğimiz Ayıcık ve Minimeyveyi rahatlıkla yiyebileceğiz yani, tabii abartmadan :)
 

Mekan olarak İstanbul Atlı Spor Kulübü bünyesindeki Doru Restaurant'ın seçilmesi bizim için çok isabetli oldu. Atları çok seven, her fırsatta parklardaki küçük parkurlarda at üzerinde küçük turlar atmak isteyen kızım için bulunmaz nimetti, atların yanından uzun zaman alamadım küçük hanımı :)


Kahvaltıdan sonra çocuklar bahçeye alınmıştı demiştim ya, işte o ara biz anneleri pek yanlarına almak istemediler, çünkü bizlere süprizleri vardı. Her çocuk annesine kendi Anneler Günü hediyesini yaptı, şık kutular içerisinde de hediye etti. Kendi seçtiği canlı renklerden, kelebek ve uğur böceği boncuklardan doğaya olan aşkı anlaşılıyor sanırım :) 

Yarışmaya yetişebilmek için erken çıktığımızdan katılamadığımız bir faliyet daha vardı Aslı'cığımın içinin gittiği; Sevgili Aylin'in yardımları ile minikler pasta ve limonata da yapmışlar, bize kısmet değilmiş.

Böyle güzel bir etkinliğe imza atan Kraft Foods'a ve onca çocukla baş eden cici ablalarımıza teşekkürler...

16 Mayıs 2012 Çarşamba

İki Peynirli Fırın Mantar


İnci Özgöz'ün Stüdyosu'ndan ellerimizde, içerisinde yediğimiz yemeklerden birinin malzemeleri olan nostaljik filelerimiz ile eve döndüğümüzü anlatmıştım. Yediğim lezzet öylesine aklımda kalmıştı ki hemen ertesi gün yaptım, pek de güzel oldu. Ben sadece minik bir değişiklik yaparak, herbir mantarın göbeğine nohut büyüklüğünde tereyağı ekledim. Sofrada ara sıcak ne yapayım diye hiç düşünmeyin, hemen bu tarifi deneyin...

Malzemeler

- 10-12 adet büyük boy mantar
- 3-4 dal taze nane (veya fesleğen)
- 1 çay bardağı kaşar peyniri
- 1 çay bardağı tulum peyniri
- herbir mantarın göbeğine nohut büyüklüğünde tereyağı

Yapılışı: Taze nane ince ince kıyılarak rendelenmiş peynirlerle karıştırılır.Mantarlar, nemli bir bezle silinerek kabukları soyulduktan sonra göbek kısımları çanak şeklinde çıkarılır. Herbirinin göbeğine minik parça tereyağı konulur. Hazırlanan peynir karışımı mantar çanaklarına paylaştırılarak fırın kabına yerleştirilir. (Ben artık elim-ayağım olan Philips Airfryer'de 10 dakikada pişirdim, 12. dakikasında yedim :) Eğer Philips Airfryer yoksa, 180 dereceye ayarlı fırında, peynirler eriyen kadar pişirilir.

15 Mayıs 2012 Salı

Knorr ve Hayata Minik Dokunuşlar


Dün iş dönüşü azıcık bahçe işi ile uğraştım :) Knorr'dan mis gibi toprak kokulu bir süpriz beni bekliyordu; şirin bir saksı, içerisinde toprağı ve fesleğen tohumları. Üzerimi bile çıkarmadan tohumları ektim, şimdi ilk filizlerin yolunu gözlüyorum, çıkacak yaprakları koparmaya kıyabilir miyim onu da bilmiyorum ;) Güzel jesti için Knorr'a teşekkürler....

8 Mayıs 2012 Salı

İnci Özgöz'ün Stüdyosu'nda Hotpoint Luce Serisi İle Tanıştık


Geçen hafta yemek stilisti İnci Özgöz'ün sıcacık, samimi atmosferli "eat.drink.shoot studio" isimli yemek stüdyosuna davetliydim. Sevgili İnci Özgöz'ün marifetli ellerinden çıkan Hotpoint Luce Serisi Ankastre ürünlerinde pişen birbirinden güzel yemeklerden yedik, yemek ve fotoğraf üzerine koyu sohbetlere daldık. Kısaca diyebilirim ki çok güzel saatler geçirdik, zaman nasıl geçti anlamadım inanın :)

Hotpoint Luce Serisi'nin özellikleri hakkında da bilgi aldık bu arada. High Definition teknolojisi ile daha düşük enerji ile tam kıvamında çabuk pişen yemekler pişirmek mümkün. Üstelik tek tuşla tüm otomatik programları kontrol edebilecek kadar pratik. Ledli aydınlatma sistemi ile de fırın kapağını açmadan da pişen yiyecekleri kontrol etmeniz kolaylaşmış.


İnci Hanım bizlere neler yapmıştı neler, kahveci tepsisinde shot bardakları içerisinde ikram edilen Damla Sakızlı Zerdeçallı Mercimek Çorbası tatları ve sunumu ile bizleri değişik yemeklerin beklediğinin habercisiydi :)


Maş Salatası, Tane Hardallı Patates Salatası, Tabbule ve Yeşil Soslu Göbek Salata'yı top kek görünümündeki muhteşem lezzetli Soğanlı Ekmek ile doya doya yedik desem ;)


Kaymaklı Büzme Börek masanın ilk ara sıcak konuğuydu.


Kaşar Peynirli Hurma benim için biraz fazla tatlı geldi, aklıma kuru erikle daha bir mayhoş tat elde edebilir miyim acaba diye gelmedi değil hani.


Rokfor ve tulum peynirli, reyhanlı mantar benim favori lezzetlerimden oldu.


Limonlu Tavuk şa-ha-ne idi, başka bir söze gerek yok.


Kapanış serin bir tatlı ile, Vişneli ve Kayısılı Pelte ile oldu, ben kendi tercihimi vişneliden yana kullandım, hiç de pişman olmadım :)
 


Ayrılırken nostaljik filemiz "Fırında Mantar" yemeğinin malzemeleri ile, zihnimiz güzel hatırlanacak anılar ile doluydu. Bizleri en güzel şekilde ağırlayan Sevgili İnci Özgöz ve  Hotpoint 'e çok teşekkürler...

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Sanpellegrini Cafe Society Fotoğraf Yarışması


Sanpellegrino Meyveli İçecekler, Cafe Society Fotoğraf Yarışması ile tüm fotoğraf severlerin yaratıcılık ve yeteneğini destekliyor. Başkanlığını Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölüm Başkanı Prof. Murat Şen’in yaptığı yarışma jürisinde; Time Out Dergisi Yazı İşleri Müdürü Elif Eren Altınarık,  ünlü Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Turgut, ünlü Moda Tasarımcısı Özgür Masur, çektiği fotoğraf kareleriyle ünlü Hürriyet Gazetesi Fotoğraf Editörü Sebati Karakurt, ünlü Moda Fotoğraf Sanatçısı Tamer Yılmaz ve S. Pellegrino Avrupa ve Güney Amerika İş Geliştirme Sorumlusu Filippo Mazzaia bulunuyor.
Dünyada hızla büyüyen fotoğrafçılığa olan ilgiyi Türkiye'de de arttırmayı amaçlayan Sanpellegrino Cafe Society Fotoğraf Yarışması, 1 Nisan-1 Haziran 2012 tarihleri arasında tüm fotoğraf severlere açık olacak. Yarışmanın konusunu; kafe veya restoranlarda Sanpellegrino ürünlerinden bir veya birkaçının da bulunduğu bir kompozisyon yaratılarak fotoğrafının  çekilmesi oluşturuyor.
Fotoğraf severler, çektikleri fotoğrafları https://www.facebook.com/cafesocietyturkey adresine yükleyerek yarışmaya katılabilecek. Yarışma sonucunda; birinci ALMA School'da yeme-içme workshop'una katılımı da kapsayan 2 kişilik VIP İtalya seyahati, ikinci Iphone 4, üçüncü Ipad 2 kazanacak. Ayrıca, Facebook üzerinden tıklanarak belirlenecek birinciye ve jüri özel ödülü alacak kişiye de süpriz hediyeler verilecek.
Sanpellegrino Meyveli İçeceklerin düzenlediği Cafe Society Fotoğraf Yarışması ile ilgili detaylı bilgi www.cafesocietyturkey.com web sitesinden edinilebilecek.

3 Mayıs 2012 Perşembe

Lipton İlk Hasat


Yemek kültürümüzün bazı yapı taşları vardır ki, sımsıkı yerinde durur, yıllar geçse de hiçbir kuvvet onu yerinden oynatamaz. Yemek çorbasız boynu bükük kalır, tatlısız sofralar tatsız geçer, sabahları sıcacık çıtır çıtır simide kimse hayır diyemez, kahvesiz kız bile istenmez. Ve çay, memlekette evine çay girmeyen yoktur herhalde. Kahvaltıda, yorulduğunda, moralin bozulduğunda, 2'de, 5'de, 10'da ve akla düşen her saatte çay demliyoruz ve içiyoruz.

Tüm bu çaya düşkünlüğümüzü Lipton biliyor sanırım. Hiç beklemediğim bir zamanda evime şık kutusunda "İlk Hasat" geldi. Çayın en özel hali Lipton İlk Hasat, Doğu Karadeniz'in en kaliteli çayı olan, Mayıs ayındaki ilk hasatta toplanan en taze çay yapraklarından elde ediliyormuş. Farklı aromasını ve lezzetini hemen farkedeceğinize eminim. Lipton'a teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...